CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın başkanlığındaki CHP heyeti, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’i ziyaret ettikten sonra açıklama yaptı. CHP’lilerle ilgili davaların İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne düşmesinin tesadüf olamayacağını belirten Günaydın, “Devirler değişiyor. Ama o devre tanıklık etmeye Silivri Cezaevleri Kampüsü devam ediyor. Türkiye bir gün özgürleşecek. Türkiye bir gün adalete kavuşacak ve Silivri Cezaevi ve kampüsleri de artık insanların tutsak edildiği değil, tersine eğitim kurumları olarak çalışmaya devam edecek” dedi.
Ziyaret ile ilgil bir paylaşımda bulunan Doç. Dr. Gökhan Günaydın şunları kaydetti;
Silivri cezaevinde Beşiktaş, Beykoz ve Esenyurt Belediye başkanlarımızı ve Tayfun Kahraman kardeşimizi ziyaret ettik.
Yandaş basının yalanlarını deşifre ettik, gerçekleri ortaya koyduk.
Silivri cezaevinde Beşiktaş, Beykoz ve Esenyurt Belediye başkanlarımızı ve Tayfun Kahraman kardeşimizi ziyaret ettik.
Yandaş basının yalanlarını deşifre ettik, gerçekleri ortaya koyduk.@CumhurUzun48 @MTanal @bulenttezcanchp @ZeynelEmre_ @aligokcek pic.twitter.com/V5HDRqQc4l— Gökhan Günaydın (@gunaydingokhan) March 13, 2025
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, İstanbul milletvekilleri Zeynel Emre ile Ali Gökçek’ten oluşan CHP heyeti, bu sabah Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP’li belediye başkanları ve Gezi tutuklusu şehir plancısı Tayfun Kahraman’ı ziyaret etti. Ziyaret sonrası cezaevi önünde bir açıklama yapan Günaydın, son dönemde CHP’lilerle ilgili açılan davaların İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne düşmesinin tesadüf olamayacağını belirtti. Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’la ilgili spekülatif haberleri de yalanlayan Günaydın “Türkiye bir gün özgürleşecek. Türkiye bir gün adalete kavuşacak ve Silivri Cezaevi ve kampüsleri de artık insanların tutsak edildiği değil, tersine eğitim kurumları olarak çalışmaya devam edecek” dedi. Günaydın, şunları söyledi:
“Yandaş basının tutuklu başkanlarımız üzerinden yaptığı yalan haberlerin ipliğini burada pazara çıkaracak şekilde deşifre etmek isterim”
“Halen tutuklu bulunan Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat’ı, Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler ve Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer’i ziyaret ettik. Arkasından da Gezi davasından tutuklu bulunan Tayfun kardeşimizi ziyaret ettik. İzlenimlerimizi şöyle aktarmak isteriz. Öncelikle yandaş basında Rıza Akpolat’ın parti içerisinde gelene gidene farklı şeyler söylediğine ilişkin dünya kadar dezenformatif bilginin yer aldığını görüyoruz. Rıza Akpolat’ın söylediğini aynen aktarıyorum: ‘Ben siyaseten buradayım. Neden burada olduğumu biliyorum. Dışarıda başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere partimin bütün kadroları ile dayanışma içerisindeyim. Cumhurbaşkanlığı süreciyle ilgili olarak da ne kadar çok sayıda üyemiz sandığa gider, oy kullanırsa o kadar mutlu olacağım ve bunun teşvikini herkese yapıyorum’ demiştir. Dolayısıyla bir kere daha yandaş basının tutuklu başkanlarımız üzerinden yaptığı yalan haberleri burada ipliğini pazara çıkaracak şekilde deşifre etmek isterim.
Günaydın CHP’lilerle ilgili davaların 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne düşmesine dikkat çekti
İkinci değerlendirmelerimizi sevgili Ahmet Özer başkanla ilgili olarak söylemek isterim. Ahmet Başkan’a günlerce sonra bir iddianame hazırlandı. İddianamenin sonrasında dava tensiple 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne düştü. Normalde biliyorsunuz hangi ağır ceza mahkemesinde kişilerin yargılanılacaklarına UYAP üzerinden ve tesadüfen karar veriliyor. Oysa burada Gençlik Kolları Başkanımız Cem Aydın 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı aday adayımız Ekrem İmamoğlu 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak. Ahmet Özer 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak. Bu ne tesadüftür? 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin özelliği ne? Çünkü şu anda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yapan Akın Gürlek yıllarca 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanlığını yaptı. Şu andaki 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı da yıllarca Akın Gürlek’in heyetinde yer aldı. Böylesine bir tesadüfü yine kamuoyunun vicdanına ve adaletine sunmak isterim.
“Abdullah Öcalan‘dan kurucu önder olarak bahsediliyor, adı çözüm sürecine katkı sağlayacak akademisyenler arasında sayılan Silivri Cezaevi’nde”
Peki Ahmet Özer neden yargılanıyordu? Abdullah Öcalan yıllarca evvel çözüm sürecinde, çözüme katkı verebilecek akademisyenler arasında Ahmet Özer’in de adını saymıştı. Yani Ahmet Özer’in iradi olarak bir tavrı değil bir üçüncü şahsın kendisi hakkında söylediği, onun tutuklanmasındaki en güçlü neden olarak gösterilmiştir. Şimdi Abdullah Öcalan’dan kurucu önder olarak bahsediliyor. Ve Abdullah Öcalan’ın mektupları beş yıldızlı otellerde okunuyor. Eş zamanlı olarak Ahmet Özer, Silivri’de tutuklu bulunmaya devam ediyor. Ben bu durumu da kamuoyunun vicdanına ve adalet duygusuna terk etmek isterim.
“Siz dışarıda güçlü oldukça biz de burada güçlü olmaya devam ediyoruz”
Nihayet Alaattin Köseler ile de görüştük. Köseler’in, her gün yandaş medyada yapılan dezenformatik bilgilere rağmen neden burada bulunduğunu biliyoruz. Tanık beyanlarının, gizli tanık beyanlarının nasıl alındığını biliyoruz. Nasıl yakın ilgi gösterdiler dosyaya biliyoruz. Arkadaşlar da bunun farkındalar. İçeride dayanışma içerisinde kararlılıkla bulunuyorlar. Ve dışarıya mesajları şudur; ‘Siz dışarıda güçlü oldukça biz de burada güçlü olmaya devam ediyoruz’.
“Türkiye bir gün adalete kavuşacak”
Nihayet Tayfun Kahraman… İfade edelim hep beraber Gezi’deydik. İfade edelim Gezi bir direnme hareketiydi. Ancak Gezi’de hiç kimse ne kamu malına ne de cana zarar vermek amacıyla beraber değildi. Böyle bir illiyet bağı ve böyle bir nedensellik tespit edilememişken 35 aydır Can Atalay’ın Tayfun Kahraman’ın ve diğer arkadaşlarımızın içeride tutuklu bulunması kabul edilebilir değildir. Dolayısıyla şunu söyleyelim ki dönemin adeta devirler değişiyor. Ama o devre tanıklık etmeye Silivri Ceza Evleri Kampüsü devam ediyor. Türkiye bir gün özgürleşecek. Türkiye bir gün adalete kavuşacak ve Silivri Cezaevi ve kampüsleri de artık insanların tutsak edildiği değil, tersine eğitim kurumları olarak çalışmaya devam edecek.”
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’ın konuşmasının tam metni;
Arkadaşlar bugün 13 Mart 2025 perşembe. Muğla Milletvekilimiz Sayın Cumhur Uzun, Şanlıurfa Milletvekilimiz Sayın Mahmut Tanal, Aydın Milletvekilimiz Sayın Bülent Tezcan, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Zeynel Emre ve İstanbul Milletvekilimiz Sayın Ali Gökçek ile birlikte bugün Silivri Cezaevi’nde bir dizi ziyaretlerde bulunduk.
Bu çerçevede halen tutuklu bulunan Rıza Akpolat Beşiktaş Belediye Başkanımız, Alaattin Köseler Beykoz Belediye Başkanımız ve Ahmet Özer Esenyurt Belediye Başkanımızı ziyaret ettik. Arkasından da Gezi Davası’ndan tutuklu bulunan Tayfun Kahraman kardeşimizi ziyaret ettik.
İzlenimlerimizi şöyle aktarmak isteriz: Öncelikle yandaş basında Rıza Akpolat’ın parti içerisinde gelene gidene farklı şeyler söylediğine ilişkin dünya kadar dezenformasyon bilginin yer aldığını görüyoruz. Rıza Akpolat’ın söylediğini aynen aktarıyorum: “Ben siyaseten buradayım. Neden burada olduğumu biliyorum. Dışarıda başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere partinin bütün kadroları ile dayanışma içerisindeyim. Cumhurbaşkanlığı süreciyle ilgili olarak da ne kadar çok sayıda üyemiz eğer sandığa gider ve oy kullanırsa o kadar mutlu olacağım ve bunun teşvikini herkese yapıyorum” demiştir. Dolayısıyla bir kere daha yandaş basının tutuklu bulunan milletvekillerimiz üzerinden yaptığı yalan haberleri burada ipliğini pazara çıkaracak şekilde deşifre etmek isterim.
İkinci değerlendirmelerimizi sevgili Ahmet Özer Başkan’la ilgili olarak söylemek isterim. Ahmet Özer Başkan’a günlerce sonra bir iddianame yayınlandı, iddianamenin sonrasında tensip ile de 14. Ağır Ceza Mahkemesine dava düştü. Normalde biliyorsunuz hangi ağır ceza mahkemesinde kişilerin yargılanacaklarına UYAP üzerinden ve tesadüfen karar veriliyor. Oysa burada Gençlik Kolları Başkanımız Cem Aydın 14. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanacak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı aday adayımız Ekrem İmamoğlu 14. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanacak, Ahmet Özer 14. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanacak.
Bu ne tesadüftür? 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin özelliği ne? Çünkü şu anda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yapan Akın Gürlek, yıllarca 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanlığını yaptı. Şu andaki 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı da yıllarca Akın Gürlek’in heyetinde yer aldı. Böylesine bir tesadüfü yine kamuoyunun vicdanına ve adaletine sunmak isterim.
Peki, Ahmet Özer neden yargılanıyordu? Abdullah Öcalan yıllarca evvel, on yıl evvel çözüm sürecinde çözüme katkı verebilecek akademisyenler arasında Ahmet Özer’in de adını saymıştı. Yani Ahmet Özer’in iradi olarak bir tavrı değil, bir üçüncü şahsın kendisi hakkında söylediği neden, onun tutuklanmasındaki en güçlü neden olarak gösterilmişti? Şimdi Abdullah Öcalan’dan kurucu önder olarak bahsediliyor ve Abdullah Öcalan’ın mektupları beş yıldızlı otellerde okunuyor ve aynı zamanda ve eş zamanlı olarak Ahmet Özer Silivri’de tutuklu bulunmaya devam ediyor. Ben bu durumu da kamuoyunun vicdanına ve adalet duygusuna terk etmek isterim.
Nihayet Alaattin Köseler ile de görüştük. Alaattin Başkan’ın da her gün yandaş medyada yapılan dezenformatif bilgilere rağmen neden burada bulunduğunu biliyoruz; tanık beyanlarının, gizli tanık beyanlarının nasıl alındığını biliyoruz. Nasıl yakın ilgi gösterildiğini dosyaya biliyoruz, arkadaşlar da bunun farkındalar. İçeride dayanışma içerisinde kararlılıkla bulunuyorlar ve dışarıya mesajları şudur: Siz dışarıda güçlü oldukça biz de burada güçlü olmaya devam ediyoruz.
Nihayet Tayfun Kahraman… İfade edelim hep beraber Gezi’deydik, ifade edelim Gezi bir direnme hareketiydi. Ancak Gezi’de hiç kimse ne kamu malına ne de cana zarar vermek amacıyla beraber değildi. Böyle bir illiyet bağı ve böyle bir nedensellik tespit edilememişken, 35 aydır Can Atalay’ın, Tayfun Kahraman’ın ve diğer arkadaşlarımızın içeride tutuklu bulunması kabul edilebilir değildir.
Dolayısıyla şunu söyleyelim ki, adeta devirler değişiyor ama o devre tanıklık etmeye Silivri Cezaevleri Kampüsü devam ediyor. Türkiye bir gün özgürleşecek, Türkiye bir gün adalete kavuşacak ve Silivri Cezaevi ve kampüsleri de artık insanların tutsak edildiği değil, tersine eğitim kurumları olarak çalışmaya devam edecek.
13 Mart 2021 Perşembe; Silivri Cezaevi önünden milletvekili arkadaşlarımızla beraber bu duygu ve değerlendirmelerimizi kamuoyuyla paylaşmayı bir görev sayıyor ve herkese teşekkür ediyoruz.
Sosyal Medya Hesaplarımız