Edit Content

"Acemi Kalma Ustası"

Doç. Dr. Gökhan Günaydın

İstanbul Milletvekili
CHP Grup Başkanvekili

Kamu görevlisi bir babanın sık çıkan tayinleri nedeniyle Anadolu’yu adeta karış karış dolaşan bir ailenin içinde büyüdüm. Bu bağlamda ilk, orta ve lise öğrenimimi Zile/Tokat, Sarıkamış/Kars, Tosya/Kastamonu, Aksaray/Niğde, Ereğli/Zonguldak ve Geyve/Sakarya ilçelerinde tamamladım.

İletişim

Sosyal Medya

  1. Home
  2. »
  3. TBMM
  4. »
  5. Basın Açıklamaları
  6. »
  7. İmamoğlu’ndan Çağrı Var: ’23 Mart’ta 81 İlde, 970 İlçede Kimse Sandıkları Boş Bırakmasın’
bu içeriği paylaşın;

İmamoğlu’ndan Çağrı Var: ’23 Mart’ta 81 İlde, 970 İlçede Kimse Sandıkları Boş Bırakmasın’

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasına ilişkin açıklama yaptı. Olabilecekleri öngördüklerini belirten Günaydın, İmamoğlu'nun çağrısını paylaştı.
Yazı Boyutu:
12px
32px

İstanbul Emniyet Müdürlüğünün bulunduğu Vatan Caddesi’nde konuşan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, gözaltına alınan Ekrem ‘nun, millete güvendiğini söylediğini belirterek, “23 Mart’ta 81 ilde 970 ilçede kimse sandıkları boş bırakmasın ve sandıkları patlatsın. Çünkü demokrasi o sandıktan geçiyor’ dedi” diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, İstanbul Emniyet Müdürlüğünün bulunduğu Vatan Caddesi’nde, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması sürecine ilişkin bilgi verdi.

Günaydın, 19 Mart’ın, ülkenin demokrakisisine ve hukukuna yapılmış bir darbe olduğunu belirterek, “Bunun kişisel ve subjektif bir değerlendirme olmadığı açıktır. Çünkü borsa buna yüzde 10’a yakın düşüşle yanıt vermiştir ve borsaya devre kesicileri almak zorunda kalmışlardır. Döviz hiç görmediği düzeyleri 40 liranın üzerine olmak üzere hem dolarda hem de avroda görmüştür” dedi.

İstanbul trafiğinin kalbi Vatan Caddesi’nin tamamen trafiğe kapatıldığını, metroların emniyet durağında durmadığını, Vatan Emniyet’e giden bütün yollar, ara sokakların tamamının bariyerlerle çevrildiğini aktaran Günaydın, şunları söyledi:

“100 binlerce kolluk kuvvetini buraya sabahtan bu yana yığdılar. Önce Ekrem İmamoğlu’nun konutuna sonra da buraya yığdılar. Saat 6 gibi bana haber geldi. ‘Ekrem İmamoğlu’nun konutuna 20 araçlık bir bir kolluk kuvveti geldi’ diye yalnızca 15 dakika sonra oradaydım. Eve 150 metre kala kurdukları bariyerlerle konuta avukatların, milletvekillerinin girmesini engellediler. Oysa aynı anda Ekrem İmamoğlu’nun evinde polisler vardı. Avukatın olmadığı bir arama faaliyeti söz konusu olabilir mi? Elbette olamaz ama bütün bu arama faaliyeti yalnızca bir avukatın gözleminde gerçekleşti. Sonra Ekrem Başkanı Vatan Emniyete getirdiler. Ceza Muhakemeleri Kanunu ve evrensel ceza hukuku der ki, ‘Bir zanlıyı eğer emniyete getirirseniz sağlık kontrolü açısından oradaki mekandan çıkartarak bir sağlık ocağına, bir hastaneye götürmek zorundasınız’ Sebebi nedir bunun? Çünkü kişiye Emniyet içerisinde bir kötü muamele yapılıp yapılmadığını, kolluğun denetimi dışında, hipokrat yemini yapmış olan doktorların kontrolünde ortaya çıkarırsınız. Eğer siz bu kadar güvenlik önlemi nedeniyle Ekrem Başkanı dışarıya çıkaramıyor da doktoru, hemşireyi buraya getirerek sağlık kontrolü yaptığınızı düşünüyorsanız bunun sağlık kontrolüyle ve Ceza Muhakemeleri Kanunu’yla uzaktan yakından alakası yoktur.”

“23 Mart günü sandıklarımızı kuracağız, ön seçimimizi yapacağız”

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, sabah 06.30 sularında evinden alınan ve emniyete getirilen İmamoğlu’nun yanına henüz iki avukatının yeni girebildiğini belirterek, “Henüz içeride ne olduğunu bilmiyoruz. Çıktıkları zaman doğrudan bizimle elbette temas edecekler. Ancak şunu biliyoruz ki bütün bu saatler 23 Mart’a ayarlıdır. Eğer 23 Mart’ta Cumhuriyet Halk Partisi bir ön seçim tarihi almış olmasaydı ne Ekrem İmamoğlu’na karşı 25 yılı bulan davalar ne de 5 kere siyasi yasak davası açılacaktı. Ne diploması iptal edilecekti ne de bugün gözaltına alınacaktı. Eğer bu takvim sıkıştırılmışsa mesele 23 Mart’ı baltalama meselesidir. Ancak ifade ediyorum, Türkiye’nin 81 ilinde bulunan vatandaşlarımıza buradan açıkça ilan ediyorum, takvimimizde hiçbir değişiklik olmayacaktır, 23 Mart günü sandıklarımızı kuracağız, ön seçimimizi yapacağız” diye konuştu.

Kimsenin umutsuzluğa kapılmamasını söyleyen CHP’li Günaydın, “Elbette memleketin, hukuk devletinden, demokrasiden, adaletten ne kadar uzaklaştığını hep beraber yaşıyor, görüyoruz. Burada fiziken de bunu hissediyoruz. Ancak sabahtan bu yana müktesebatı çok farklı olan siyasal partilerin genel başkanlarından, yardımcılarından ve grup başkan vekillerinden gelen açık dayanışma destekleri ve elbette bunun yanında Türkiye’nin dört bir yanında yurttaşımızın ‘bir adım bile geri atmayın’ ifadeleri hepimizin çok büyük bir güvenini oluşturmaktadır” değerlendirmesini yaptı.

“Çok yakında Türkiye Cumhurbaşkanlığını da Ekrem İmamoğlu yönetecektir”

Günaydın, İmamoğlu’nun “örgüt kurmak ve yönetmek”le suçlandığını belirterek şöyle konuştu:

“Ekrem İmamoğlu şu ana kadar iki tane örgütü yönetiyordu, açıkça ifade edeyim, bunlardan bir tanesi istanbul Belediyesi. Elinizden 2014 yılında Beylikdüzü’nü, 2019’da 2 kere İstanbul Büyükşehir ve 2024’te yeniden İstanbul Büyükşehiri aldı. 4 kere alayınızı yendi. Derdiniz onun için. Ekrem İmamoğlu’nu yıldıramayacaksınız. Hepimiz onun yanındayız. Hepimiz Ekrem İmamoğlu’nun yoldaşlarıyız. Evet Ekrem İmamoğlu iki örgüt yönetiyor demiştik. Bunlardan bir tanesi İstanbul , bir diğeri Türkiye Belediyeler Birliği. Bu iki kurumun yöneticisidir Ekrem İmamoğlu. Tarihi şuradan ifade ediyorum, çok yakında Türkiye Cumhurbaşkanlığını da Ekrem İmamoğlu yönetecektir. Üçüncü kurum da o olacaktır.”

İmamoğlu’ndan çağrı: “23 Mart’ta sandıkları boş bırakmayın ve sandıkları patlatın”

İmamoğlu’nun yurttaşlara ve CHP örgütüne çağrısı olduğunu aktaran Günaydın, “Dün gece geç saatlerde evinde oturduk. Olabileceklerin hepsini öngörüyorduk, çünkü onları tanıyoruz, yöntemlerini, kadrolarını biliyoruz. Ekrem Başkan’a dedim ki ‘Ne diyorsunuz? Böyle bir operasyon olursa ne yapmamız lazım’ dedi ki, ‘Ben milletime güveniyorum. Milletin iradesine güveniyorum. Elbette hepiniz milletin önünde, milletin yanında dayanışma içerisinde olacaksınız ama en az bunun kadar bir başka önemli görev var. 23 Mart’ta 81 ilde 970 ilçede kimse sandıkları boş bırakmasın ve sandıkları patlatsın. Çünkü demokrasi o sandıktan geçiyor’ dedi. Ben de Ekrem Başkan’ın bu dileğini sizlerle paylaşıyorum” dedi.

“Kılıçdaroğlu da İstanbul’a gelmek üzere yola çıktı”

Günaydın, CHP’nin Kurultayı ve İstanbul İl Kongresi’nin de iptal edilmeye çalışıldığını ifade ederek, “Büyük bir memnuniyetle söyleyebilirim ki İl Kongresi’nde ve Kurultay’da karşı karşıya kaldığımız ve yarıştığımız dostlarımız, arkadaşlarımız hepsi yanımızdadır. Cumhuriyet Halk Partisi birdir ve bütündür. Sayın eski ımız Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul’a doğru yola çıkmıştır, yakında burada olacaktır” diye konuştu.

“Kayyum siyasetinden bugüne kadar kimse yarar sağlayamadı, bundan sonra da sağlayamaz”

Günaydın, bir gazetecinin, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına kayyum bekliyor musunuz?” sorusunu şöyle yanıtladı:

??”Yapmaya çalıştıklarını biliyoruz. Hem bir mali hem de bir terör soruşturması yapmaya çalışıyorlar. Elbette 2016’da OHAL döneminde çıkarılan yasalarla maalesef antidemokratik kayyum uygulaması söz konusu olabilir. Ancak biz bunların hiçbirini an itibarıyla olasılık dahilinde görmüyoruz. Şunun için görmüyoruz, 2019’un 31 Mart’ında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni aldığımız zaman aşağı yukarı bir ay veremediler, sonra mazbatayı verdiler. 20 küsür gün sonra mazbatayı iptal ettiler. Kimi kayyum alarak atadılar, Ali Yerlikaya değil mi? İstanbul Valisi’nin yaptığı ilk iş neydi? Atatürk’ün portresini, resmini duvardan çıkartıp depoya göndermek, sonra ilk seçimde Atatürk’ün o resmi yeniden o duvara geldi. Kayyum gitmesi gereken yere gitti. Dolayısıyla kayyum siyasetinden bugüne kadar kimse yarar sağlayamadı. Bundan sonra da sağlayamaz. Ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ne Cumhuriyet Halk Partisi’ne anti demokratik darbe girişimleri asla bizim tarafımızdan kabul göremez. Onları göğsümüzle karşılarız. 102 yıl evvel nasıl savaştıysak bugün de savaşırız. Bu kadar açık, bu kadar doğru söylüyoruz.”

“Bize ulaşan bilgi, 104-105 civarında bir gözaltı olduğu”

Gözaltı sayısına ilişkin sorular üzerine Gökhan Günaydın, “97 kişi mali suçlardan 7 kişi terörle bağlantılı suçlardan ilaveten de 2 kişi daha var. Bize ulaşan bilgi 104-105 civarında bir gözaltı olduğu yolunda. Daha yeni avukatlarla ‘Kimlerle görüşmek istiyorsunuz’ diyerek bir irtibat kuruldu. Dolayısıyla bu kadar büyük bir soruşturmanın 23 Mart’tan hemen öncesine gelmesini, bazı partilerin genel başkanları gibi adli tasarruf olarak değil, siyasi darbe olarak tanımlamakta yüzde 100 haklıyız” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’ın açıklamasının tam metni;

19 Mart 2025 tarihe memleketin demokrasisine ve hukukuna yapılmış bir darbe olarak geçecektir. Bunun kişisel ve subjektif bir değerlendirme olmadığı açıktır. Çünkü borsa buna yüzde 10’a yakın düşüşle cevap vermiştir ve borsaya devre kesicileri almak zorunda kalmışlardır. Döviz hiç görmediği düzeyleri 40 liranın üzerine olmak üzere hem dolarda hem de Euro’da görmüştür.

Peki, ekonomide satın alınan bu olumsuz tablo acaba İstanbul’a nasıl yansıyor? An itibarıyla İstanbul trafiğinin kalbi olan Vatan Caddesi üzerindeyiz ve Vatan Caddesi tamamen trafiğe kapalı. Metrolar Emniyet durağında durmuyor, Vatan Emniyet’e gidilen bütün yollar, ara sokakların tamamı bariyerlerle çevrilmiş. Yüzbinlerce kolluk kuvvetini buraya sabahtan bu yana yığdılar, önce Ekrem İmamoğlu’nun konutuna sonra da buraya yığdılar.

Saat 6:00 gibi bana haber geldi, “Ekrem İmamoğlu’nun konutuna 20 araçlık bir polis, bir kolluk kuvveti geldi” diye. Yalnızca 15 dakika sonra oradaydım. Eve 150 metre kala kurdukları bariyerlerle konuta avukatların, milletvekillerinin girmesini engellediler. Oysa aynı anda Ekrem İmamoğlu’nun evinde polisler vardı. Avukatın olmadığı bir arama faaliyeti söz konusu olabilir mi? Elbette olamaz ama bütün bu arama faaliyeti yalnızca bir avukatın gözleminde gerçekleşti.

Sonra Ekrem Başkan’ı Vatan Emniyete getirdiler. Ceza Muhakemeleri Kanunu ve evrensel ceza hukuku der ki: Bir zanlıyı emniyete getirirseniz, sağlık kontrolü açısından oradaki mekandan çıkartarak bir sağlık ocağına, bir hastaneye götürmek zorundasınız. Sebebi nedir bunun? Çünkü kişiye emniyet içerisinde bir kötü muamele yapılıp yapılmadığını, kolluğun denetimi dışında Hipokrat yemini yapmış olan doktorların kontrolünde ortaya çıkartırsınız.

Eğer siz bu kadar güvenlik önlemi nedeniyle Ekrem Başkanı dışarıya çıkaramıyor da hastaneyi yani doktoru, hemşireyi buraya getirerek sağlık kontrolü yaptığınızı düşünüyorsanız, bunun sağlık kontrolü ile ve Ceza Muhakemeleri Kanunu ile uzaktan yakından alakası yoktur.

An itibarıyla saat 6.30 gibi, 6:40 gibi evinden alınan ve emniyete getirilen sevgili Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun yanına iki avukatı yarım saat evvel girebilmiştir. Henüz içeride ne olduğunu bilmiyoruz, çıktıkları zaman doğrudan bizimle elbette temas edecekler. Ancak şunu biliyoruz ki bütün bu saatler 23 Mart’a ayarlıdır. Eğer 23 Mart’a Cumhuriyet Halk Partisi bir önseçim tarihi almış olmasaydı ne Ekrem İmamoğlu’na karşı 25 yılı bulan davalar, ne de 5 kere siyasi yasak davası açılacaktı; ne diplomasi iptal edilecekti ne de bugün gözaltına alınacaktı. Eğer bu takvim sıkıştırılmış ise mesele 23 Mart’ı baltalama meselesidir.

Ancak açıkça ifade ediyorum, Türkiye’nin 81 ilinde bulunan vatandaşlarımıza buradan açıkça ilan ediyorum: Takvimimizde hiçbir değişiklik olmayacaktır. 23 Mart günü sandıklarımızı kuracağız, ön seçimimizi yapacağız.

Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde ilk kez 133 milletvekilinin 116’sının açık desteğini alarak aday adaylaştırılması sürecini yaşamıştır. Bununla yetinilmemiştir, tüzükte bir gerek olmamasına rağmen en yüksek demokratik ı sağlayabilmek için Ekrem İmamoğlu kendisini Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyelerine emanet etmiştir.

Ben şunu çok açık ifade ediyorum: 1 milyon 700 bin üyemizin meselesi değildir bu mesele, Ekrem İmamoğlu’nun şahsi meselesi de değildir; bu mesele Türkiye’de demokrasi, hukuk yaşayacak mı yoksa ölecek mi meselesidir. 

Bu çerçevede burada çok açıkça ifade etmek isterim ki kimse umutsuzluğa kapılmasın. Elbette memleketin hukuk devletinden, demokrasiden, adaletten ne kadar uzaklaştığını Hep beraber yaşıyor, görüyoruz, burada fiziken de bunu hissediyoruz. Ancak sabahtan bu yana müktesebatı çok farklı olan siyasal partilerin genel başkanlarından, yardımcılarından ve grup başkanvekillerinden gelen açık dayanışma destekleri ve elbette bunun yanında Türkiye’nin dört bir yanında yurttaşımızın bir adım bile geri atmayın ifadeleri hepimizin çok büyük bir güvenini oluşturmaktadır.

Ben buradan söyleyeyim; Ekrem İmamoğlu’nu örgüt kurmakla ve yönetmekle suçluyorlar ya evet, Ekrem İmamoğlu şu ana kadar iki tane örgütü yönetiyordu. Açıkça ifade edeyim, bunlardan bir tanesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Elinizden 2014 yılında Beylikdüzü’nü, 2019’da iki kere İstanbul Büyükşehir’i ve 2024’te yeniden İstanbul Büyükşehir’i aldı. 4 kere alayınızı yendi, derdiniz onun için Ekrem İmamoğlu’yla. Yıldıramayacaksınız, hepimiz onun yanındayız, hepimiz Ekrem İmamoğlu’nun yoldaşlarıyız. 

Ekrem İmamoğlu iki örgüt yönetiyor demiştik. Bunlardan bir tanesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bir diğeri Türkiye Belediyeler Birliği. Bu iki kurumun yöneticisidir Ekrem İmamoğlu. Tarihe şuradan ifade ediyorum: Çok yakında Türkiye Cumhurbaşkanlığını da Ekrem İmamoğlu yönetecektir, üçüncü kurum da o olacaktır.

Şimdi bütün Türkiye’ye bir çağrım var; bütün örgütümüzü, bütün yurttaşlarımızı bir çağrım var. Bu çağrı aslında benim çağrım değil, ben yalnızca bunun elçiliğini yapıyorum, bu Ekrem İmamoğlu’nun çağrısıdır.

Dün gece geç saatlerde evinde oturduk, olabileceklerin hepsini öngörüyorduk. Çünkü onları tanıyoruz, yöntemlerini, kadrolarını biliyoruz. Ekrem Başkan’a dedim ki: Ne diyorsunuz? Böyle bir operasyon olursa ne yapmamız lazım? Dedi ki: “Ben milletime güveniyorum, milletin iradesine güveniyorum. Elbette hepiniz milletin önünde, milletin yanında dayanışma içerisinde olacaksınız. Ama en az bunun kadar bir başka önemli görev var: 23 Mart’ta 81 ilde, 970 ilçede kimse sandıkları boş bırakmasın ve sandıkları patlatsın. Çünkü demokrasi o sandıktan geçiyor” dedi. Ben de Ekrem Başkan’ın bu dileğini sizlerle paylaşıyorum. 

Arkadaşlar son olarak şunu ifade etmek isterim: Türkiye’de Cumhuriyet 29 Ekim 1923’te ilan edildi. Bizim partimiz o tarihten 50 gün önce, 9 Eylül 1923’te ilan edildi, kuruldu. Yani biz Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisinin bugünkü evlatlarıyız. Utanmadan Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurultayını iptal etmeye çalışıyorlar, utanmadan İstanbul İl Kongresi’ni iptal etmeye çalışıyorlar. Büyük bir memnuniyetle söyleyebilirim ki, il kongresinde ve kurultayda karşı karşıya kaldığımız ve yarıştığımız dostlarımız, arkadaşlarımız hepsi yanımızdadır.

Cumhuriyet Halk Partisi birdir ve bütündür. Sayın eski Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul’a doğru yola çıkmıştır, yakında burada olacaktır. Şimdiki Genel Başkanımız Özgür Özel İstanbul’a girmek üzeredir. Önce konutta Dilek İmamoğlu’nu ziyaret ettikten sonra, birlikte bir programı onunla organize edeceğiz ve bütün çalışmalarımızı gözden geçireceğiz.

Bugün 19 Mart, 23 Mart’a 4 gün var; bunlara yönelik en büyük cevabı 23 Mart’ta dimdik onurlarımızla beraber alnımız açık olarak sandığa gitmek ve bunlara bir demokrasi dersi vermekle yaşayacağız. Hiç kimse şunu unutmasın: Cumhuriyet Halk Partisi bir adım atarsa geriye doğru, memleket çöker. Eğer bir adım geri atarsak, gözlerimizden bir an korkunun küçük bir unsuru geçerse, eğer bir adım atmakta, bir mesafe almakta tereddüt edersek bir tek nefesimiz olmasın. Türkiye Cumhuriyeti var olacak, Cumhuriyet Halk Partisi var olacak, bu darbeyi de hep beraber savuşturacağız.

Hepinize çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. 

Soru- Olası bir tutuklama, olası bir kayyuma hazırlıklı mısınız peki?

Gökhan GÜNAYDIN (CHP Grup Başkanvekili)- Arkadaşlar şunu ifade edeyim: Yapmaya çalıştıklarını biliyoruz; hem bir mali soruşturma hem de bir terör soruşturması yapmaya çalışıyorlar. Elbette 2016’da OHAL döneminde çıkartılan yasalarla maalesef antidemokratik kayyum uygulaması söz konusu olabilir. Ancak biz bunların hiçbirini an itibarıyla olasılık dahilinde görmüyoruz. Şunun için görmüyoruz.

2019’un 31 Mart’ında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni aldığımız zaman aşağı yukarı 1 ay mazbata veremediler. Sonra mazbatayı verdiler, 20 küsur gün sonra mazbatayı iptal ettiler. Kimi kayyum olarak atadılar? Ali Yerlikaya’yı değil mi İstanbul Büyükşehir’e? Yani dönemin İstanbul Valisini atadılar. İstanbul Valisinin yaptığı ilk iş neydi? Atatürk’ün portresini, resmini duvardan çıkartıp depoya göndermek. Sonra ilk seçimde o Atatürk’ün resmi yeniden duvara geldi, kayyum gitmesi gereken yere gitti. Dolayısıyla kayyum siyasetinden bugüne kadar kimseye yarar sağlayamadı, bundan sonra da sağlayamaz.

Ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne, ne Cumhuriyet Halk Partisi’ne antidemokratik darbe girişimleri asla bizim tarafımızdan kabul göremez. Onları göğsümüzde karşılarız, 102 yıl evvel nasıl savaştıysak bugün de savaşırız. Bu kadar açık, bu kadar doğru söylüyoruz.

Soru- Gözaltı sayısıyla alakalı bir bilgi geldi mi efendim?

Gökhan GÜNAYDIN (CHP Grup Başkanvekili)- Arkadaşlar 97 kişi mali suçlardan, 7 kişi terörle bağlantılı suçlardan, ilaveten de 2 kişi daha var; bize ulaşan bilgi 104-105 civarında bir gözaltı olduğu yolunda. Daha yeni avukatlara kimlerle görüşmek istiyorsunuz diyerek bir irtibat kuruldu. Dolayısıyla bu kadar büyük bir soruşturmanın 23 Mart’tan hemen öncesine gelmesini, bazı partilerin genel başkanları gibi adli tasarruf olarak değil, siyasi darbe olarak tanımlamakta yüzde 100 haklıyız. Bunu ifade etmek isterim.

Teşekkür ediyorum arkadaşlar. 

 

 

 

Haber Galeri:

Bu İçerik 65 Kez Görüntülendi.

Sosyal Medya Hesaplarımız

Bu Sayfayı Paylaşın