Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Anayasa Mahkemesi’nin sendikaların toplu sözleşme ikramiyesinde yüzde 2 şartını iptal ederek bütün kamu görevlilerinin ikramiye almaya hak kazanması sonrasında benzer maddenin torba kanunla gündeme gelmesine tepki gösterdi. Günaydın, “AKP ve onun yandaş sendikası bir parti devleti niteliği içerisinde birlikte çalışırken hem Danıştay tarafından hem Anayasa Mahkemesi tarafından hem de emek dünyası tarafından iş üzerinde yakalanmıştır” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Anayasa Mahkemesi’nin toplu sözleşme ikramiyesinde %2 şartını iptal ederek bütün kamu görevlilerinin ikramiye almaya hak kazanmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığı’ndaki toplantıda açıklamalarda bulunan Gökhan Günaydın, Türkiye’de açık bir parti devleti koşulları yaşandığını söyledi.
Gökhan Günaydın konuyla ilgili; “Kamu çalışanları arasında sendika üyeliklerine göre ayrımcılık yapmaya yeltenen sarı sendika ve AKP, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi kararlarıyla iş üstünde yakalanmıştır! İstismara devamları halinde, Meclis’i olağanüstü toplantıya ve yasal düzenleme yapmaya davet edeceğiz.” paylaşımında bulundu.
ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNE AÇIKÇA AYKIRI
Adalet ve Kalkınma Partisi ve yandaş sendikası, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bir karar üzerinden toplumda yanlış bir algı yaratmak ve CHP’yi suçlamak için olabildiğine bir çalışmanın içerisinde görünüyor ancak olgu ortaya geldiği zaman, algı hükmünü yitirir. Başka bir deyişle gerçekler her zaman yalanların üzerini örter. Ne demeye çalışıyoruz? AKP’nin yandaş sendikası, hizmet kolunda yüzde 2’den daha az üyeye sahip olan sendikaların örgütlenme özgürlüğünü ortadan kaldırabilmek için iktidar partisi ile birlikte bir düzenlemeye imza attı. Bu, anayasaya açıkça aykırıydı. Örgütlenme özgürlüğüne açıkça aykırıydı. Daha evvel Danıştay’ın verdiği kararlara rağmen bu yapılmıştı. Ardından da Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı geldi. Yani hukuk tanımazlıkları, anayasa tanımazlıkları bir kere daha tescil edildiği, buradan utanmak yerine bunun üzerine tepinmeyi yeğliyorlar. Biz yine de kamuoyunu doğru bilgilendirmek açısından meseleyi olanca açıklığıyla ortaya koymak isteriz. 375 sayılı KHK’nın ek dördüncü maddesi gereğince sendikalara üye tüm kamu görevlilerine eşit miktarda toplu sözleşmesi ikramiyesi ödenmekteydi. Buraya kadar hiçbir sorun yok ancak Memur-Sen’in girişimleriyle altıncı dönem toplu iş sözleşmesine, söz konusu toplu sözleşme ikramiyesi sendikaların üye sayısına göre farklılaştırıldı. Burada görüyoruz, açıkça söyleyelim. En az yüzde 1’den fazla sendika üyesi kaydeden sendikalara bu toplu sözleşme ikramiyesi ödeniyor. Geriye kalana ödenmiyor. Bu şekilde bir toplu sözleşme hükmü çıkarttılar. Bunun üzerine diğer sendikalar, konuyla ilgili olarak Danıştay’a başvurdu. Danıştay’ın 23 Ocak 2020 tarihinde verdiği karar. Danıştay 12. Dairesi’nin verdiği karar açıkça diyor ki, ‘Kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarına ilişkin hususlarda toplu sözleşmeyle emredici nitelikte kamu hükümlerinin çalışanlar lehine değiştirilmesi mümkün ise de mutlak emredici kanun hükümlerinin toplu sözleşmeyle değiştirilmesi ya da uygulanamaz hâle getirilmesi mümkün değildir’ diyor. ‘Dolayısıyla bunu yapamazsın’ diyor.
DANIŞTAY’IN İPTAL ETTİĞİNİ TORBA KANUNA ALIYORLAR
Sonra da somut ifadelere giriyor. ‘Toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanmada hizmet kollarına ilişkin olarak üye olunan sendikalar açısından toplam kamu görevlilerinin en az yüzde 1’inden fazla sendika üyesi kaydeden sendikalar şeklinde kriter getirilmesi suretiyle sendikalar arasında ayrıma yol açılması, açıkça sendikal özgürlüğe bir müdahale oluşturarak sendikaların kuruluş amaçlarının gerçekleştirilmesini önleyici şekilde üye kaybına sebep verecek nitelik taşıdığı gibi aynı hizmet kolunda çalışıp aynı işi yapan sendika üyesi kamu görevlileri arasında sadece farklı sendikalara üye olmaları sebebiyle eşitsizlik yaratması itibarıyla çalışma barışını da olumsuz yönde etkileyeceğinden dava konusu düzenlemede mevzuata ve hukuka uyarlılık bulunmamaktadır’. 375 sayılı KHK’da bir ayrım yoktu. Sonra Memur-Sen’in girişimiyle altıncı toplu sözleşmeye yüzde 1’den az üyeye sahip olanlar ve olmayanlar arasında ayrım getirildi. Sendikalar bunun için Danıştay’a başvurdular ve Danıştay bunu iptal etti. Ne yaptılar, biliyor musunuz? Tipik bir AKP klasiği gündeme geldi. O saatten sonra bir torba kanunun içerisine aynı ayrımcılığı bu kez yüzde 1 olan oranı, yüzde 2’ye çıkartacak şekilde yaptılar. ‘Kamu görevlisi sendikasının kurulu olduğu hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde 2’sini sendika üyesi kaydeden kamu görevlileri sendikalarına üye olup aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine toplu sözleşme ikramiyesi ödenir’. Bu açıkça hukuk tanımazlıktır. Bu açıkça Danıştay’ın ve hukukun arkasından dolanmaktır. Danıştay yüzde 1’i yapamazsın, bu hukuka, sendikal özgürlüğe aykırıdır’ diyor. Arkadaşlar Danıştay’ın iptal ettiği toplu sözleşme hükmünü torba kanununa, üstelik de yüzde 1’i yüzde 2’ye çıkartacak şekilde alıyorlar.
AYM, ‘AYRIMCILIK YAPILMASIN’ DİYOR
Bunun üzerine Cumhuriyet Halk Partisi, 11 Ocak 2023 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyor. Diyor ki, ‘Bu eşitsizlik giderilsin. Kamu görevlileri arasında sendika üyeliğini ya da üye olmamayı kapsayacak bir ayrımcılık yapılmasın’ diyor. CHP’nin yaptığı başvurunun tam metni buradadır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin amacı ortadadır. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi, 5 Mart 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan kararını veriyor. Bu kararda da açıkça şunu söylüyor Anayasa Mahkemesi, ‘Kamu görevlileri sendikasının kurulu olduğu hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde 2’sini üye kaydeden kamu görevlileri sendikalarına üye olma zorunluluğu öngörülmemiş ise de toplu sözleşme ikramiyesinin sadece bu sendikalara üye olanlara ödeneceğinin öngörülmüş olmasının bu sendikalara üye olmaya zorlayıcı nitelik taşıdığı, dolayısıyla yeni sendikaların kurulabilmesini ve çalışanların dilediği sendikayı seçebilmesini fiilen engelleyici nitelik taşıdığı açıktır. Dolayısıyla kurulan anayasal yönden yasal ve makul bir temele dayandığı söylenemez. Bu itibarla kuralın sendika hakkı bağlamında eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır’ diyor. Ayrıca buna tersten bakıyor. ‘Negatif sendikal özgürlüğe de aykırıdır’ diyor. Şimdi bir kere daha ifade edelim. AKP ve onun yandaş sendikası bir parti devleti niteliği içerisinde birlikte çalışırken hem Danıştay tarafından hem Anayasa Mahkemesi tarafından hem de emek dünyası tarafından iş üzerinde yakalanmıştır.
UTANMA LAZIM!
Utanma olmayınca şöyle oluyor. Sosyal Güvenlik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı açıklama yapıyor, CHP’yi suçlar nitelikte. Parti devletinin bakanı, parti devletinin sendikası arkasından açıklama yapıyor. Yaptığı açıklamadan sonra bizim il binalarımızın önüne gitmeye cüret ediyor. Orta yerde böyle bir algı yaratma operasyonlarının içine düşüyorlar. Şimdi buradan açıkça söyleyelim. Konu sizin açınızdan, kendi sendikanıza çalışanları üye olmayı zorlayıcı bir nitelik taşımaktadır. Hukuka aykırıdır. Bu iptal edilmiştir. Peki, bu andan itibaren ne yapmak gerekmektedir? Başta Memur-Sen olmak üzere tüm yandaş sendikaları şu konuda tavır almaya çağırıyorum. Derhal partinizle birlikte bir araya gelin. Toplu iş sözleşmesine hüküm koydurun ve bu konuyu aşın. Ha, bunu yapmıyor musunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde, mart ayı boyunca çalışmama kararı aldı. Elbette milletvekilleri yerel seçim çalışması yapıyorlar ama burayı istismar etmeye devam ederseniz mart ayı içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni yalnızca bu konuyu ele almak üzere özel gündemli bir toplantıya çağıracağız. Bu konuda Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nin iptaline uyarlı bir şekilde kanuni düzenleme yapmaya sizi çağıracağız. Yani bugün deşifre oldunuz. Boş yere çabalamayın, çırpınmayın. Sizi ayrıca Meclis’te ve en üst siyasal ortamlarda da deşifre etmeyi ve çırılçıplak bırakmaya devam edeceğiz. Ta ki yalanınız halk tarafından ve çalışanlar tarafından anlaşılana kadar. Özel bir istismar konusu olduğu için bunu özel olarak işlemek gereği hissettik. Sayın genel başkanımızla bu sabah konuştum. O da bugün yapacağı basın toplantılarında konuyu açıklığa kavuşturacaktır.”
Sosyal Medya Hesaplarımız