Edit Content

"Acemi Kalma Ustası"

Doç. Dr. Gökhan Günaydın

İstanbul Milletvekili
CHP Grup Başkanvekili

Kamu görevlisi bir babanın sık çıkan tayinleri nedeniyle Anadolu’yu adeta karış karış dolaşan bir ailenin içinde büyüdüm. Bu bağlamda ilk, orta ve lise öğrenimimi Zile/Tokat, Sarıkamış/Kars, Tosya/Kastamonu, Aksaray/Niğde, Ereğli/Zonguldak ve Geyve/Sakarya ilçelerinde tamamladım.

İletişim

Sosyal Medya

  1. Home
  2. »
  3. TBMM
  4. »
  5. Meclis Gündemi
  6. »
  7. Çorlu Faciası’nda Ulaştırma Bakanlığı’ndan Hiç Kimsenin Suçu Yok Mu?
bu içeriği paylaşın;

Çorlu Faciası’nda Ulaştırma Bakanlığı’ndan Hiç Kimsenin Suçu Yok Mu?

TBMM Basın Toplantısı – 25.04.2024: Çorlu Davası'nda TCDD Genel Müdürlüğü'nden ya da Ulaştırma Bakanlığı'ndan üst düzey herhangi bir yetkiliye ceza yok!
Yazı Boyutu:
14px
24px

TBMM Toplantısı – 25.04.2024: Çorlu Davasında TCDD Genel Müdürlüğü’nden ve Ulaştırma Bakanlığı’ndan Üst Düzey Herhangi Bir Yetkiliye Yok!

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın 25 Nisan 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’inde düzenlediği basın toplantısında Çorlu tren kazası davasında açıklanan karar ile ilgili; “Ulaştırma Bakanlığı’ndan herhangi bir yetkilinin anlaşılan bu meselede herhangi bir suçu, kusuru yok ki hiçbir ceza verilmemiş. Çorlu ‘daki demiryolunun yapımında, ihalesinde, uygulanmasında görev alanlar, yöneticiler demek ki hiçbir suç ve kusur sahibi değiller ki, onlara da ceza verilmemiş ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünden üst düzey herhangi bir yetkiliye de bir ceza yok.” ifadelerini kullandı.

TBMM Basın Toplantısı – 25.04.2024: Çorlu Davasında TCDD Genel Müdürlüğü'nden ve Ulaştırma Bakanlığı'ndan Üst Düzey Herhangi Bir Yetkiliye Ceza Yok!
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın 25 Nisan 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’inde düzenlediği basın toplantısında Çorlu tren kazası davasında açıklanan karar ile ilgili; “Ulaştırma Bakanlığı’ndan herhangi bir yetkilinin anlaşılan bu meselede herhangi bir suçu, kusuru yok ki hiçbir ceza verilmemiş.” ifadelerini kullandı.

Gökhan Günaydın’ın konuşmasının tam metni:

Bugün Çorlu tren kazasının yürütülmekte olan mahkemelerinin sonucunda karar açıklandı. Çorlu’da 8 Temmuz 2018 tarihinde meydana gelen Çorlu kazasında 25 yurttaşımızı kaybetmiştik ve 328 de yaralı vardı. Yani Çorlu kazasının meydana geldiği tarihten 5,5 yıl sonra mahkeme Çorlu Faciası kararını açıklayabildi. Ortaya çıkan sonuçlara göre, Çorlu Davası’ndaki 13 sanıktan 9 sanığa mahkeme bir ceza verilmesini uygun gördü. Ailelerin ölüme sebebiyet vermekten ceza verilmesini yönelik talepleri yerine mahkeme olası kastan ceza vermeyi uygun gördü.

ÇORLU DAVASINDA TCDD GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN ÜST DÜZEY HERHANGİ BİR YETKİLİYE CEZA YOK!

Oysa şunu söyleyelim; tabii Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın Çorlu Bölge Müdürlüğü’nde çalışan insanlara ceza verilmesi, kusurları ve sorumlulukları çerçevesinde Ceza Kanununun bir gereğidir. Buna karşın şu durumu özellikle ı çizerek ifade etmek isterim. Ulaştırma Bakanlığından herhangi bir yetkilinin anlaşılan Çorlu meselesinde herhangi bir suçu, kusuru yok ki hiçbir ceza verilmemiş. Çorlu ‘daki demiryolunun yapımında, ihalesinde, uygulanmasında görev alanlar, yöneticiler demek ki hiçbir suç ve kusur sahibi değiller ki, onlara da ceza verilmemiş ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünden üst düzey herhangi bir yetkiliye de bir ceza yok.

Bu çerçevede ben Çorlu ‘daki faciada yaşamını kaybeden yurttaşlarımıza bir kere daha Allah’tan rahmet diliyorum, acılı ailelerine başsağlığı diliyorum. Çorlu Davası kararının onların vicdanlarında yanan ateşi söndürüp söndürmediğini kendilerine sormak lazım. Ama Türkiye’de hukuk düzeninin gerçek sorumlularının üzerine gitme konusundaki tereddüttü herkesin dikkatini çekmeye maalesef devam ediyor.

Şimdi değerli arkadaşlar; ikinci bir konu 13 Şubat 2024 tarihinde İliç’te bir maden kazası meydana gelmişti. Üzerinden bugün itibarıyla 72 gün geçti ve 7 yurttaşımız milyonlarca ton liç yığınının altında kalmaya devam ediyor. 13 Şubat’ta meydana gelen kaza sonrası Türkiye Büyük Millet Meclisi üzerine düşeni tüm gruplar halinde ertesi gün yerine getirdi. Dedi ki 14 Şubat tarihinde: Ben bu meselede bir komisyonu kuracağım ve konuyu tüm yönleriyle araştıracağım. Peki, soralım arkadaşlar; 13 Şubat’ta meydana gelen kazanın üzerinden 71 gün geçtikten sonra komisyonun ilk toplantısını dün yapması kabul edilebilir bir şey midir? Örneğin Amasra faciasında 12’nci günde toplanmıştı. Neden Amasra’da 12’nci günde toplanan komisyon bu kez 71 gün beklemek zorunda kaldı? Denilebilir ki, araya seçim nedeniyle Meclis’in ara vermesi girdi. Zaten dün AKP Grup Başkan Vekili de bunun arkasına sığınmaya çalışıyor. 

TBMM Basın Toplantısı – 25.04.2024: Çorlu Davasında TCDD Genel Müdürlüğü'nden ve Ulaştırma Bakanlığı'ndan Üst Düzey Herhangi Bir Yetkiliye Ceza Yok!

NUMAN KURTULMUŞ ÖZEL JETLE GEZİLERE GITMEK YERİNE İLİÇ KOMİSYONU’NU ÇALIŞTIRMAK İÇİN HERHANGİ BİR EYLEMDE BULUNMADI

Arkadaşlar 13 Şubat’ta facia, 14 Şubat’ta komisyon, 15 Şubat’ta komisyon kurulması Resmi Gazete’de yayınlandı. Ne dediler? “Meclis’te grubu bulunan siyasal partilere üye verin” dediler. Cumhuriyet Halk Partisi 16 Şubat 2024 tarihinde üye sayısını bildirdi. Takip edebildiğimiz kadarıyla tüm siyasal partiler de 22 Şubat’ta bildirdiler. Peki 22 Şubat 2024’ten Meclis’in ara verdiği 1 Mart 2024 tarihine kadar olan bir haftalık zaman dilimi içerisinde Meclis Başkanı sen bunu neden Meclis’te okumadın ve neden bu komisyonun kurulup çalışmasına izin vermedin? Bunu yazdık kendisine; bakın 12 Mart tarihi itibarıyla Meclis Başkanlığına yazı yazdım ve dedim ki: Bu komisyonu kurun, Meclis’in ara vermesi ya da seçim takviminin başlaması böylesine bir facianın araştırılmasını engellemez. Meclis Başkanı -üzülerek söylüyorum ki- resmi gezilere ailesiyle beraber özel jetle gitmek yerine bunu gündemine almak ve komisyonu çalıştırmak konusunda herhangi bir eylemde bulunmadı ve 7 çocuğumuz hala toprak altındayken 71 gün sonra komisyon kurulabildi.

Bir başka ayıbı daha var AKP Grubunun, onu da sizinle paylaşmak isterim. Arkadaşlar, 13 Şubat tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine bakarsanız bir maden yasası gündemdeydi. Ancak İliç faciası ortaya çıkınca AKP apar topar o maden yasasını geri çekti. Neden korkuyorlardı, neden utanıyorlardı? Çünkü Türkiye’nin bütün doğal kaynaklarını zehirleyebilecek, çocuklarımızı öldüren, iktisadi olarak da açıkça bir sömürü madenciliğine dayanan sistemde bunu kamu yararına organize etmek yerine daha da liberalize eden bir sisteme imza atacaklardı. Geri çektiler ama dün itibarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirdiler.

Bakın çok açık söylüyorum, bizim Meclis’te Dışişleri Komisyonu’nda gündeme alınmayı bekleyen bir anlaşma var; imzalandı, Meclis’in onayına bekliyor. Neymiş bu? Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında Enerji ve Doğal Kaynaklar Alanında Stratejik Ortaklık Çerçeve Anlaşması. Türkiye’nin kurulu enerji kapasitesinin yüzde 10’u kadar büyüklükte yeni enerji yatırımlarını Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptıracaklar ve bu anlaşmayla taahhüt ediyorlar. Diyorlar ki: “Senin burada arazi tahsisi, imar ruhsatı, ÇED; bunların tamamını ben kolaylaştıracağım, merak etme” diyorlar. Ve bize de diyorlar ki şimdi: “Birleşik Arap Emirlikleri’ne biz bunu taahhüt ettik, siz dolayısıyla bunun yasasını geçireceksiniz” diyorlar.

TBMM Basın Toplantısı – 25.04.2024: Çorlu Davasında TCDD Genel Müdürlüğü'nden ve Ulaştırma Bakanlığı'ndan Üst Düzey Herhangi Bir Yetkiliye Ceza Yok!

ŞİRKET SEVİCİLİĞİNİZ, RANT SEVİCİLİĞİNİZ 31 MART’TA YURTTAŞIN SİZE GEREKLİ DERSİ VERMESİNE NEDEN OLDU

Arkadaşlar, bir kira kontratı düzenleseniz, yetkili mahkemeyi belirlersiniz değil mi? Bu Birleşik Arap Emirlikleri ile yapılan anlaşma ne ulusal hukuka, ne uluslararası hukuka, ne de tahkime atıf yapıyor. Ne ile çözülecekmiş? Dostane yollarla çözülecekmiş… Yani milyarlarca dolarlık yatırımlarda ortaya çıkan anlaşmazlıklar dostane yolla çözülemez ise ne olacak? Herhangi bir cevabı yok… Çünkü memleket bir kabile devletine dönüştürülmüş durumda. Şimdi bunun altyapısı yapılmaya, kurgulanmaya ve bir mıntıka temizliğini Meclis’e yaptırmaya çalışıyorlar.

Örneğin madencilik açısından son derece önemli bir düzenleme var, UMREK. Yani madenciliğin uluslararası standartlarda, bilimsel ölçütlere göre bağımsız denetçiler tarafından denetlenmesine dayalı bir sistem. Soma faciasından sonra getirilmişti, şimdi UMREK’i ortadan kaldırıyorlar. Sebebi neymiş? Efendim, bürokratik zorluklara, gecikmelere ve bazı finansal kayıplara yol açıyormuş. Yani bize İliç’in 72 günü demek istiyorlar ki, “biz bu şirketlere daha da kolaylık getireceğiz, bürokratik zorlukları da ortadan kaldıracağız.” Sanki bürokratik zorluk demek işin gereğini yapmak değil de illa bir adama kasten zorluk çıkartmak gibi; yani liberalize etmek, şirket kârını maksimize etmek… Ayıptır, çocuklarımız hâlâ liç yığınları altında, ayıptır… Bu şirket seviciliğiniz, bu rant seviciliğiniz 31 Mart’ta size yurttaşın gerekli dersi vermesine neden oldu ama bir türlü akıllanmıyorsunuz.

Arkadaşlar bir başka konu; bakın Türkiye’de Mehmet Şimşek başta olmak üzere lokallerin -onun deyimiyle, yani Türk vatandaşlarını kastediyor- daha fazla kemer sıkması lazım. Bu çerçevede de israfa yer verilmeyecek. Yurttaşı kemer sıkmaya davet edenlerin kendilerinin ne yaptığına bakalım: 

THY GENEL MÜDÜRÜ BİLAL EKŞİ – 10 BIN TL AYLIK ALAN EMEKLİNİN 12 YILDA EDİNEBİLECEĞİ – 1 MILYON 400 BİN TL AYLIK MAAŞ ALIYOR

Türk Hava Yolları’ndan son örnek. Bir genel müdür ayda 1 milyon 400 bin TL maaş alıyor. Ayda 1 milyon 400 bin TL… Bir emekli ne kadar alıyor? Ayda 10 bin TL alıyor. Yani emeklinin maaşının 140 katını Türk Hava Yolları Genel Müdür alıyor. O maaşı kazanabilmek için 1 milyon 400 bin TL’yi edinebilmek için emeklinin 12 yıl aylık alması gerekiyor ve bunu bize utanmadan normal bir düzenlemeymiş gibi anlatmaya çalışıyorlar. Diyorlar ki “Air France’e bakın canım, onlarda ne olacak? Swiss Air’e bakın canım, onların maaşları ne düzeyde?” Arkadaşlar ben söylüyorum size; Fransa’ya, İsviçre’ye, Almanya’ya bakacaksınız, orada satın alma gücüne bakın, orada emekli aylıklarına bakın, orada yaşam standartlarına bakın. Türkiye’de tatil yapmaya gelen 6 milyon Alman’ı gözünüz görmüyor, bizim yurttaşlarımızın, emeklilerimizin açlıktan mutfaklarını kaynatamamaları durumundan hiç bahsetmiyorsunuz ama utanmadan “Türk Hava Yolları Genel Müdürü o maaşı alacak çünkü Swiss Air Genel Müdürü de o maaşı alıyor” diyorsunuz.

Mesele yalnızca genel müdür maaşıyla bitmiyor, 8 genel müdür yardımcısı, her biri ayda 1 milyon 260 biner TL aylık alıyorlar. 41 tane başkan -neyin başkanı bilmiyorum- her biri ayda 700 bin TL maaş alıyor. 53 tane başkan yardımcısı -canım bu çocuklar biraz daha azmış- her ay 490 biner TL maaş alıyorlar. Yüzlerce müdür ayda 350 bin TL maaş alıyorlar. Ayıp değil mi ya? Hiç utanmıyor musunuz? Türkiye’de açlık, sefalet bu boyutlara erişmişken, üstelik de bu maaşları da utanmadan bize savunmaktan hiç hicap duymuyor musunuz?

Şimdi söylüyoruz; gelin halkın gündemini bu memlekette tartışalım, maden yasasıyla memleketi meşgul ediyorlar. Sorun arkadaşlar, ben CHP grup başkanvekiliyim; AKP grup başkanvekiline sorun, bu maden yasasını bitirdiğiniz zaman -16 maddelik bir kanun- Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündeminde ne var? Hiçbir şey yok. Bunlar artık Meclis’in gündemini dahi oluşturamıyorlar, böylesine zavallı bir durum var.

Peki, biz ne diyoruz? Bakın Cumhuriyet Halk Partisi’nin 3 grup başkanvekili ortak imzalarıyla bir vermişler. Biz diyoruz ki, 10 bin TL’lik emekli maaşını bir milyon 400 bin TL’ye çıkartın demiyoruz size, 17 bin TL’ye çıkartın. Yani emekli aylığı asgari ücretin altında olmasın. Bu asgari ücreti de her 3 ayda bir enflasyona göre revize edin. Çünkü aktardığınız maaş zaten yüzde 65’leri geçmiş enflasyon karşısında birkaç ayda eriyor. Dolayısıyla enflasyona karşı bir koruma mekanizmasını hep beraber kuralım. Küçük esnaf, asgari ücret ödemek zorunda kalan küçük esnafın üzerinde de bu yıkıcı bir etki yaratmasın, bunun da yükünün bir bölümünü kamuya aktaralım. Ayrıntılarını arkadaşlarımız sizle paylaşacaklar, geniş ve ayrıntılı bir kanun teklifi…

Yapamayız diyorsunuz değil mi? Para yok diyorsunuz… Para var da parayı dağıtacağınız yeri biliyorsunuz, emekli işçi gelince para yok, cepler gösteriliyor. Tabii elbette Türkiye’yi kur korumalı mevduat bağlamında faizleri metazori düşürerek, enflasyonu ve kuru patlatarak bu duruma sizler getirdiniz. Artık insanlar ev alamıyor, araba alamıyor, kira ödeyemiyor. Bu utanç sizin…

Ancak şunu ifade edeyim ki, 31 Mart 2024 tarihinden sonra Türkiye’nin önüne yeni bir ajanda açılmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi halkın sorunlarını kendine dert ederek, onları gündem ederek, bunların her birini teker teker çözme gücüne ve kararlılığına sahiptir, önümüzdeki dönem de bunlara tanıklık edecektir.

Çok teşekkür ederim arkadaşlar.

TBMM Basın Toplantısı – 25.04.2024: Çorlu Davasında TCDD Genel Müdürlüğü'nden ve Ulaştırma Bakanlığı'ndan Üst Düzey Herhangi Bir Yetkiliye Ceza Yok!

Soru – Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir tweeti oldu ve “sarayla müzakere edilemez, mücadele edilir” ifade yer alıyor. Siz bu tweeti nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Ben okudum Kemal Bey’in, önceki dönem Genel Başkanımızın bu tweetini. Cumhuriyet Halk Partisi geçmişten bu yana tüm siyasal partilerle görüşen tek siyasal partidir. Bunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Biriyle oturup toplantı yapmak, onu bir görüşmeye davet etmek ya da onun görüşmesine icabet etmek, onunla mücadele etmemek anlamına gelmiyor. Cumhuriyet Halk Partisi sıkılı yumruklarla değil, akılla ve rahat bir yürekle önündeki döneme bakıyor. Türkiye’yi temsil eden tüm siyasal partilerle görüşürüz ancak Cumhuriyet’in ilke ve devrimlerinden bir milim sapmayız. Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin.

Soru -Milli Bakanı’nın yeni açıklamaları var, aslında eski ama yenilenmiş açıklamaları. Bu mülakat ve tarikatlar ile ilgili olarak mülakat … devam ediyor. Tarikatlar konusunda da yine “cemaatlerle protokolleri savunuyoruz, biz ‘larla protokol imzalıyoruz ve imzalamaya devam edeceğiz” diyor. Bir de size kamuda tasarrufu soracaktım ama çarpıcı örnekleri verdiniz. Belediyeler bir tarafta, bugün … ilgili açıklamış; masraflarıyla ilgili yaklaşık … Kamuda tasarruf nasıl yapılıyor, nasıl yapılacak? Yani hangi kalemlerde? 

Teşekkür ederim. Şimdi Türkiye’de kamuda müthiş bir israfın olduğunu herkes biliyor. “İtibardan tasarruf edilmez” diye diye başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bir saltanat düzenini kurdular ve bu saltanat düzenine tamamı uydu. Arkadaşlar, bugün herhangi bir spor bakanı Avrupa’daki bir maça özel jetle gidiyor. Meclis Başkanı Mardin’deki ziyaretine özel jetle gidiyor. Her yerde araç filosu önünde, çakarları olan siyah araçlar Türkiye’yi doldurmuş durumda. Şimdi siz 13 tane uçağınız olacak, 1150 odalı bir sarayda oturacaksınız, bütün etrafınız, yandaşlarınız bu zenginlik içerisinde yaşayacaklar, kamu israf etmeye devam edecek,  Mehmet Şimşek diyecek ki: “Biz bu masrafları, bu israfı önleyeceğiz.” Neyle önleyeceksiniz? Bize bir tek somut örnek gösterin.

Dolayısıyla eğer inandırıcı olmak istiyorsa Cumhurbaşkanı -ben söyleyeyim- 13 uçağından 10 tanesini derhal açık artırmayla satar, biz de deriz ki çok ciddi bir tasarruf başlıyor. Bakanlar incileri dökülmez, bir yerlere gidecekleri zaman tarifeli uçaklarla giderler, Cumhurbaşkanı tarifeli uçağa bir kere biner, biz de deriz ki: A ne güzel, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’nin siyasetçileri de tarifeli uçağa binmeye başlamışlar. Ya da eğer bir siyasetçi özel jetle bir yere gidiyorsa, faturasını da ertesi gün yayınlar, o jetin parasını, uçuşunu kendi cebinden finanse ettiğini ortaya koyar, kimse de bir şey diyemez ona. Kamu kaynaklarının üzerine binmekten vazgeçsinler. Dolayısıyla bu israf en yukarıdan sürdüğü sürece, bu şatafat devam ettiği sürece kimseyi tasarrufa inandıramazsınız.

Gelelim mülakat meselesine. Arkadaşlar konu çok açıktır, yapmak istiyorsanız konu çok açıktır. Rahmetli Bülent Ecevit 1999 yılında Başbakan olduğu zaman DSP-MHP-ANAP hükümetinde mülakatı kaldırdı. Buna ilişkin bir yasal düzenleme yaptı ve dolayısıyla kamuya herkesin evladı eşit koşullarda yeteneğine ve birikimine göre girmeye başladı. 

Gelir gelmez ne yaptınız? Bu düzenlemeyi ortadan kaldırdınız ve mülakata izin verdiniz. Daha en son Adalet Bakanlığı’nda yargı mensuplarının görevde yükselme sınavında yaptığınız mülakat rezillikleri diz boyu aştı ve saklanamaz duruma geldi. Neyini anlatıyorsunuz? Dün bize AKP Grup Başkanvekili diyor ki: “Bakın aldığımız kanun var, aldığımız karar var.” Neymiş o karar? Efendim mülakat gerekli olmazsa yapılmayacakmış. Ya her yerde şakır şakır yapıyorsunuz, kimi kandırıyorsunuz? Dolayısıyla gelin bunu bir düzenlemeye konu edin; yerel yönetimlerden merkezi hükümete kadar ancak özel yetenek gerektiren durumlar hariç olmak üzere, örneğin operaya bir sanatçı alacaksanız elbette bunun özel yetenek sınavı ile alınması son derece doğaldır. Onun dışında istisnaları kaldırın, mülakatı kaldırın. Tüm belediyeler, tüm yerel yönetimler, tüm genel yönetim yazılı sınavla personel alsın ve bu büyük şaibe, büyük ayıp memleketin önünden kalksın.

Gelelim Milli Eğitim Bakanına. Milli Eğitim Bakanının müktesebatını da biliyoruz, amacını da biliyoruz. Yaptığı hiçbir açıklama bizim için sürpriz değildir. Sivil toplum kuruluşu diye kastettiğinin tarikatlar olduğunu çok iyi farkındayız. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler geldikleri gün ne dediler? Tarikatlara, vakıflara, cemaatlere kaynak aktarmaya son. Bundan sonra kamu kaynağımızı biz yöneteceğiz ve halka eşit şekilde dağıtacağız. Onun için çıldırıyor.

Dün Belediyesi üzerinden rant sağlayanlar, Ankara üzerinden rant sağlayanlar onları kaybettiler; bugün de Bursa’dan, Balıkesir’den, ‘dan, Denizli’den, Adıyaman’dan, Kilis’ten rant sağlayanlar kaybettiler. Çok yakın zamanda merkezi hükümette çalıştırılan trol orduları, merkezi hükümetten beslenen tarikatlar, vakıflar o ayrıcalıklarını kaybedecekler, yurttaş eşit hizmeti eşit kamu kaynağı üzerinden almaya devam edecek.

Teşekkür ederim. Evet başka soru olmadığını görüyorum.

Çok teşekkür ederim arkadaşlar, kolay gelsin.

TBMM Basın Toplantısı – 25.04.2024: Çorlu Davasında TCDD Genel Müdürlüğü'nden ve Ulaştırma Bakanlığı'ndan Üst Düzey Herhangi Bir Yetkiliye Ceza Yok!

Abone Olun:
➤ Youtube: @gokhangunaydin06

Resmi Site:
➤ Web: gokhangunaydin.net

Takip edin:
➤ Twitter: gunaydingokhan
➤ Facebook: gokhangunaydin06
➤ Instagram: gokhangunaydin06
➤ TikTok: @gokhangunaydin06
➤ Youtube: @gokhangunaydin06

Bu İçerik 204 Kez Görüntülendi.

Sosyal Medya Hesaplarımız

Bu Sayfayı Paylaşın

Faydalı Linkler

Abonelik

© 2024, Gökhan Günaydın. Tüm Hakları Saklıdır.