CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın‘ın 9 Kasım 2023 – TBMM Genel Kurulu‘ndaki değerlendirmeleri;
Değerli milletvekili arkadaşlarım, hepinizi burada bulanmaktan duyduğum mutluluk ve hüzünle selamlamak istiyorum. Mutluluk, Gazi Meclisin bir üyesiyiz, bu son derece önemli bir konu; hüzün; Türkiye Büyük Millet Meclisinin içeride yaşanan bir devlet krizini gündemine dahi almaması ve sanki normal bir gündem varmış gibi görüşmelerine devam etmesini, ben devlet krizinin bir başka boyutu olarak gördüğümü ifade etmek isterim. Arkadaşlar, Türkiye sıradan bir iş yaşamıyor, Türkiye’de Anayasa Mahkemesinin aldığı karara Yargıtay diyor ki: “153’üncü madde falan tanımam, Anayasa falan da tanımam; ben bu maddeye uymayacağım, bunu hükme geçiriyorum, üstelik de bu kararı alan üyeler hakkında suç duyurusunda bulunuyorum.” Bu çerçevede, AKP’den birbirine taban tabana zıt açıklamalar geliyor. Başka nasıl tanımlarsınız ki devlet krizini? Türkiye’de yüksek yargı mercileri birbirine girmiş; yürütmenin bir organı, Cumhurbaşkanlığının Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Vekili doğrudan Meclisi hedef alıyor yani yasama bir taraftan yargıdan, bir taraftan yürütmeden dayak yiyor ve biz burada hiçbir şey olmamış gibi turuncu koltuklarda kendi gündemimizi paylaşacağız, bilmem neyin sorunlarını paylaşacağız, öyle mi? Orta yerde bir devlet krizi vardır. Devlet krizi varsa, ona değinmeden başka bir şeye değiniyorsanız aslında siz asla samimi değilsiniz ve sadece günü geçiştiriyorsunuz.
Arkadaşlar, hatırlayalım, bu Meclis sıralarında oturanlar vardı, oturmayanlar da kamuoyundan takip etti; Mustafa Şentop’un Meclis Başkanlığında burada 2 milletvekiliyle beraber benzer bir süreç yaşanmadı mı? Sayın Gergerlioğlu ve Sayın Berberoğlu’nda ilk derece mahkemesinin ve Yargıtayın verdiği onama kararları sonrasında Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı verdi ancak Türkiye Büyük Millet Meclisinin o zamanki Başkanı Mustafa Şentop Anayasa Mahkemesi kararını beklemeden bu kararları Mecliste okuttu, arkadaşlarımızın milletvekillikleri düştü ve tutuklandılar. Sonra, Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı verdi, ilk derece mahkemesine dosya döndü, mahkeme Meclise yazı yazdı ve koskoca Meclis 2’nci defa birbirine zıt bir yazıyı daha okuttu, arkadaşlar yerine döndüler.
Peki, soralım: Dönemin Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, Meclisi bu saygınlık dışı tutumdan korumak amacıyla “Anayasa Mahkemesi kararı gelmeden, hak ihlali verip vermediğini bilmiyoruz; dolayısıyla mahkeme kararını okutmayalım.” dedi mi, demedi mi? Buna biz bütün gruplar olarak arka tarafta “Evet, bu tutum doğrudur.” dedik mi, demedik mi? Peki, şimdi ne diyor? “Mehmet Uçum” denilen zat ne diyor? Yargıtay kararına atıf yaparak: “Sen nasıl Anayasa Mahkemesi kararını beklersin ve Yargıtay kararını nasıl okumazsın?” diyor. Yani Meclis Başkanı, Grup Başkan Vekilleri ve milletvekilleri olarak biz nasıl bir tutum alacağımızı Yargıtayın 3. Ceza Dairesi üyelerinden öğreneceğiz veya Mehmet Uçum’dan öğreneceğiz!
Arkadaşlar, daha aşağılayıcı bir şey olabilir mi? Adamlar, bu Meclisi aşağılıyorlar ve biz burada hiçbir şey yapmıyoruz, kendi gündemimizi konuşuyoruz, bu kabul edilebilir bir şey değildir. Kaldı ki ifade edelim: Yargıtayın kararı, “Anayasa Mahkemesi kararına uymuyorum.” diyen kararı, bir hukuki skandaldır; suç duyurusunda bulunması ise başlı başına bir devlet krizidir. Ya bu partiler, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan bütün partiler bir araya gelerek Meclisin onurunu hatırlatacaklar ya da biz, bütün bunları kısır siyasi çekişmelerin içerisinde kaybolan bir küçük tartışma olarak göreceğiz ve gözümüzün önünde devlet ve Meclisin saygınlığı yitirilmeye, yok edilmeye edilecek.
Arkadaşlar, bunu kabul edemeyiz; hangi siyasal partiden olursak olalım bunu kabul edemeyiz. Ben umuyor ve diliyorum ki bugün yapılacak Danışma Kurulunda, Mecliste grubu bulunan partilerimiz daha evvel gösterdikleri dirayeti burada da göstererek ortak bir tutum alsınlar ve Meclisin saygınlığını, Meclisin haklarını duymak isteyenlerin kulaklarına en acı bir şekilde ve en yüksek sesle duyursunlar.
Sizin de söylediğiniz gibi, 10 Kasım 1938’in 85’inci seneidevriyesini bir gün sonra yaşayacağız. Ben, Mustafa Kemal Atatürk‘ün teslim olmayan yüreğine, sistem kuran aklına, yalnızlığa aldırmayan bilincine, yol açan kararlılığına minnet ve şükran duygularımla Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla ve özlemle anıyorum.
Sosyal Medya Hesaplarımız