CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’ın 31 Ocak 2024 – TBMM Genel Kurul konuşması:
Değerli arkadaşlar, merhabalar.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşma yapmanın ölçüsü babayiğit olmakla değil ama hukuka uygun olmakla, bilgi sunmakla ölçülür. Biz de babayiğitçe değil ama hukuka uygun ve bilgi sunarak bir konuşma yapmak istiyoruz.
Arkadaşımızın söylediğine cevap vererek başlayayım, Anayasa’nın “Yasama dokunulmazlığı” başlıklı 83’üncü maddesinin (3)’üncü fıkrası Sayın Başkan: “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez.” Gördünüz mü? Anayasa 83, fıkra (3).
Demek ki bu işler babayiğit olmaktan değil Anayasa’yı iyi bilmekten geçiyor.
Gelelim ikincisine: Ya, babayiğitlik tartışmasına girerseniz, hani orada ben varım da anlamı yok burada, anlatabiliyor muyum, anlamı yok burada.
Sokaklar bilir bizim babayiğitliğimizi, seninle ölçülmez orası yani onu söyleyeyim; sokaklar, mahalleler bilir.
Ya, Anayasa Mahkemesi üyelerini de siz atadınız, Yargıtay üyelerini de siz atadınız; 2 mahkeme arasında atadığınız adamlar kapışıyor, utanmadan bunu sorun hâline getiriyorsunuz ya. İnsan biraz utanır be! Biz mi atadık Anayasa Mahkemesi üyelerini, Yargıtay üyeleri biz mi atadık? Aranızda anlaşamıyorsunuz ve utanmadan hâlâ burada konuşuyorsunuz.
Usul konusunda konuşmalara geleyim, bu yargılama dediğin, adama 2 kere “Kovuşturmaya yer yoktur.” kararı verildi, 2014 yılında. 2020 yılında 1 kere beraat kararı verildi. Siyasi yargılama nedir biliyor musunuz? Başınıza gelince anlarsınız, biz çok siyasi yargılamadan geçtik. Dolayısıyla, bu kadar hevesle, bu kadar şevkle birinin Parlamentodan düşürülmesini alkışlamayın. Hiç olmazsa deyin ki: “Ayarı bozulan kantar bir gün bizi de tartar, azıcık sakin olalım.” Biraz böyle olun.
Şimdi, gelelim buraya. Bir usul tartışması yürütmeye çalışıyoruz, usul tartışması yürütmek de bir bilgi ister, İç Tüzük‘ü bilmeyi gerektirir; zor iş. Mesela, söyleyelim, 68/2 nedir? Söyleyin, yıllardır milletvekilliği yapıyorsunuz, 68/2 nedir? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı 68/2’ye dayanarak burayı kapattı. Ne demek istiyor? “Sükûneti sağlayamıyorum, Meclisin devamını sağlayamıyorum, onun için kapatıyorum.” diyor. Hepimiz hep beraber yaşadık.
Sayemizde… Tıpkı Refah Partisi bundan yirmi yıl evvel burada haksızlık yapıldığı zaman kürsü işgali yaptı, bunlar dünyanın bütün parlamentolarında olur, hiç mi görmediniz ya!
Ben sizden adalet falan bekliyor değilim.
Size bir kere daha söylüyorum: Hesabınızı yapın ki sizden başka hiç kimse bunu okuyamıyor, Numan Kurtulmuş yurt dışına sizin Başkanı olduğunuz zamanı da denk getiriyor ki siz okuyacaksınız diye, önce bunun bir hesabını verin.
Gelelim buraya. Herkes kendi hesabını tarih önünde şu anda veriyor, grup olarak da veriyorsunuz. Burada sükûneti 68/2’den sağlayamayıp da kapatan Meclis Başkan Vekili, stenograflar burada not edemezken, kâtibin söylediğini kimse duyamazken, sükûnet sağlanamamışken nasıl okuttu bu kararı?
Rahmetli Hasan Bitmez bu kürsüde vefat ederken, düşerken aranızdan “Allah gazabını verdi.” diye bağıranlar vardı. Bunu saklayamayan stenograflar o yazıyı nasıl sakladılar?
Bir müdahale etmediğiniz stenograflar kalmıştı, onu da yaptınız. Dolayısıyla, ifade ediyorum: Bu Türkiye Büyük Millet Meclisi bu kadar hukuksuzlukla, bu kadar Anayasa tanımazlıkla yürüyemez. Türkiye’nin tekrar demokratik bir cumhuriyete dönüşebilmesi için de elimizden gelen her türlü mücadeleyi bundan sonra burada da vereceğimizi ifade ediyorum.
Sosyal Medya Hesaplarımız